Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

HANGİ TARAFDAYIZ?

Değerli kardeşlerim:

Rabbimiz bizleri sevgi ve merhamet üzerine var ederek insan olmanın gereğinin sevgi ve merhamet taşımak olduğunu ortaya koymuştur. Ancak insan var edildiği ilk andan itibaren Rabbinin ona verdiği sevgiyi ve merhameti yok ederek kendi öz kardeşini öldürecek kadar canileşmiş, bu suretle de kendine yüklenen vizyondan uzaklaşmıştır.

Hz Âdem’den beri gelen bu mücadele zaman zaman dini sebeplerle, zaman zaman da çıkar ilişkileri sebebi ile ortaya çıkmış olsa da Allah’a iman edenler için tek bir gerçek söz konusudur , o da yaratılanı severiz, yaratandan ötürü düsturudur.

Çünkü Rabbimiz bizlere verdiği sevgi ve merhametin göstergesi adil olmayı ve adaletli davranmayı öngörür. Onun içindir ki İslam bizden insanlara karşı adaletli davranmayı, ne sebeple olursa olsun hakkın tarafını tercih etmeyi, zalim bizden olsa bile mazlumun yanında saf tutmayı emir etmiştir.

Rabbimizin şu beyanı da ifade ettiğimiz bu gerçeğin delillerinden biridir:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُونُوا قَوَّام۪ينَ لِلّٰهِ شُهَدَٓاءَ بِالْقِسْطِۘ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ عَلٰٓى اَلَّا تَعْدِلُواۜ اِعْدِلُوا۠ هُوَ اَقْرَبُ لِلتَّقْوٰىۘ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ خَب۪يرٌ بِمَا تَعْمَلُونَ


“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan ve adâletle şâhitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa duyduğunuz öfke, sakın sizi adâletsiz davranmaya sevketmesin! Adâletli olun; takvâya en uygunu, en yakışanı budur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdârdır.” [1]

İşte bu ayetin gereği olarak İstanbul’un fatihi Sultan Mehmet Gayri Müslim bir mimarın karşısında hesap vermek durumunda kaldı. Yine bunun gereği olarak ecdadımız lanetlide olsa Yahudilere kucak açtı.

Bu ve benzeri örnekleri çoğaltabileceğimiz birçok tarihi vesika ortadayken bugün haklı olan din ve kan kardeşlerine karşı hakkı ayakta tutamayıp zalimden yana tavır alan, merhametini kaybetmiş, sevgisinin yerini nefret almış sözde Müslümanları gördükçe insan ister istemez okuduğu kurandaki ayetleri anlamayanların yarın nasıl hesap vereceklerini sorgulamak zorunda bırakıyor.

İsrail, ABD ve benzeri zalimler ile dostluk kurarken Müslümanlara karşı acımazsız bir söylem dili kullananların hangi kitaba göre hareket ettiklerini de anlamakta zorluk çekiyoruz.

Oysa Rabbimiz Kerim Kitabında taraf olmanın sonuçlarının ne olduğunu açıkladığı halde bunu görmeyenlerin zalimle mücadele edenlere karşı söylediklerini duydukça şu ayeti tekrar tekrar okuyasımız geliyor:

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ

“Ey iman edenler! Yahudi ve Hristiyanları dost ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar birbirinin dostudur. Sizden kim onları dost edinirse, kesinlikle onlardan olur. Şüphesiz ki Allah, zâlimler topluluğunu doğru yola erdirmez.” [2]

Rabbimizin beyanı ortadayken İsrail, ABD ve yandaşlarının Gazze’de, Suriye’de, Irak’ta, Yemen’de ve bugün İran’da yaptıklarına karşı oh olsun diyebiliyorsa acaba bu kimselerin cenazeleri kılınabilir mi?

Her ne kadar hataları olsa dahi bugün İran’ın İsrail denen lanetli devlete yaptıklarına üzülenler veya bunu bir oyun olarak görerek sulandıranlar acaba dün Irak’ta öldürülen 1,5 milyon masumun ölümüne sebep olmalarını da bir oyun olarak mı değerlendirmekteler.

Biz Müslümanız zalim bizden olsa bile ona karşı durmanın bir ibadet olduğunu bilmesi gereken kimseleriz. Nitekim Allah Resulü s.a.v’ şu beyanı da buna işaret etmektedir:

“Cihadın en faziletlisi zalim sultana kar­şı hak kelâmı söylemektir.” [3]

Bu beyana rağmen mezhepsel meseleleri öne sürerek yapılan zulme oh olsun demek Allah Resulü s.a.v’in haber verdiği şu durumu yaşamak istiyorum demek olacaktır:

“Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır.” [4]

Bugün Siyonist’e kim bir çakıl taşı atsa dahi onun yanında yer almak hem insani, hem dini bir gerekliliktir. Bunun aksine hareket edenlerin ortaya koydukları hiçbir bahane onları Allah indindeki hesaptan kurtarmayacaktır.

Efendim! Öyle diyorsun ama onlarda şunu yaptı diyenler bilsinler ki öyle bir gün var ki, o gün “Kıyamet gününde, haklar sahiplerine mutlaka verilecektir. Hatta boynuzsuz koyun için, boynuzlu koyundan kısas alınacaktır.”  [5]

Hal böyle iken başkalarının amelleri üzerinden kendi yaptığı zalimliğe kılıf aramanın hiçbir manası yoktur.

Efendim! Bugün bizim İsrail ve ABD ile stratejik ilişkilerimiz var!  Eğer bunları göz ardı edersek menfaatlerimiz zarar görür bahanesinin arkasına sığınırsanız Allah Resulü s.a.v’in buna da açık bir cevabı var:

 “Kim bir karış miktarı veya bir yere haksız olarak zulümle sahip olursa, o yerin yedi katı boynuna geçirilir.” [6]

Unutmayın değerli Müslümanlar!

“Şüphesiz ki, sizin kanlarınız, mallarınız, ırz ve namusunuz, şeref ve haysiyetiniz, şu gününüzün, şu beldenizin ve şu ayınızın haram olduğu gibi, birbirinize haram kılınmıştır. Rabbinize kavuşacaksınız ve o size amellerinizi soracak. Sakın benden sonra birbirinizin boynunu vurarak kâfirlere dönmeyiniz. Dikkat ediniz!” [7]

Şimdi sorun kendinize hangi taraftasınız?

Eğer ki bu kadar Ayet ve Hadise rağmen anlı şanlı hocacıklarınızın gazlaması ile hareket etmeye devam edecek olursanız kendiniz bilirsiniz!

Hocam! Anladık ve tarafımızı tercih ettik! Zalime karşı durup mazlumun yanında olacağız ve kardeşlerimize yardım edeceğiz diyorsanız bununda gereklerini yerine getirmek zorundasınız!

وَاَعِدُّوا لَهُمْ مَا اسْتَطَعْتُمْ مِنْ قُوَّةٍ وَمِنْ رِبَاطِ الْخَيْلِ تُرْهِبُونَ بِه۪ عَدُوَّ اللّٰهِ وَعَدُوَّكُمْ وَاٰخَر۪ينَ مِنْ دُونِهِمْۚ لَا تَعْلَمُونَهُمْۚ اَللّٰهُ يَعْلَمُهُمْۜ وَمَا تُنْفِقُوا مِنْ شَيْءٍ ف۪ي سَب۪يلِ اللّٰهِ يُوَفَّ اِلَيْكُمْ وَاَنْتُمْ لَا تُظْلَمُونَ


“Ey mü’minler! Düşmanlarınıza karşı bütün imkânlarınızı seferber ederek kuvvet hazırlayın ve beslenmiş, eğitilmiş savaş atları yetiştirin. Böylece, Allah’ın düşmanlarını, sizin düşmanlarınızı ve bunların dışında sizin bilmediğiniz fakat Allah’ın bildiği diğer düşmanları korkutun. Allah yolunda ne harcarsanız karşılığı size tastamam ödenir ve hiçbir haksızlığa uğramazsınız.” [8]

Hani hocam İslam barış diniydi! Savaşmakta nerden çıktı derseniz!

Hakkı ve adaleti sağlayıp insanların özgürce yaşaması için güçlü olmak gerektiğini hatırlatmak gerekiyor. Güç hazırlamak demek savaşmak manasına gelmez. Güç oluşturmak demek düşmana bana saldırırsan sonucu kötü olur demektir.

Ancak bugün görüyoruz ki, Müslüman devletlerin başında zalimlerin kuklaları ve onların verdikleri döküntü silahları yer almaktadır. Hür ve özgür olmak isteyen kendi idarecisi seçmek ve kendi silahını yapmak zorundadır. Zira tarih bunu yapmayan İslam devletlerinin yaşadıkları hazin sonların hikâyeleri ile doludur.

Sonuç olarak şunu bilmek zorundayız ki, Müslümanlar zalimlerin karşısında, mazlumların yanında yer almak, bunu yerine getirebilmek için birlik olmak ve zalime diz çöktürebilmek içinde güç hazırlamak zorundadır.

Bunu ifade ederken de şunu da hatırlatmak gerekiyor ki, bu icraatler laf ile değil samimiyetle yapılacak işlerdir.

Rabbim zalime karşı mücadele veren kimselere ve toplumlara yardım eylesin!

Rabbim zalim olmaktan, zalimle iş tutmaktan bizleri muhafaza eylesin!

Rabbim Siyonistlerin hayallerini yerle yeksan edecek gücü ve bu kuvveti, birlik ve beraberliği bizlere nasip eylesin!

Rabbim mazlumların ayağa kalkıp kurtulduğu, zalimlerin diz çöktüğü günleri görmeyi hepimize nasip eylesin!

 


[1] Maide 8

[2] Maide 51

[3] Nevevi, Müslim Şerhi, Kitabü’l-İmâret.

[4] Müslim, Birr 56

[5] (Müslim, Birr 60. Ayrıca bk. Tirmizî, Kıyâmet 2)

[6] (Buhârî, Mezâlim 13, Bed’ül-halk 2; Müslim, Müsâkât 139-142. Ayrıca bk. Tirmizî, Diyât 21)

[7] Buhârî, Hac 132; Müslim, Kasâme 29

[8] Enfal 60

Dosyalar

HANGİ TARAFDAYIZ
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş