Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!
Güncel Vaazlar Kitabımız Satışta!

DEPREMİN BİZE VERDİĞİ MESAJ

Değerli Müslümanlar:

İnsanoğlu olarak isteriz ki, hayatımızda hiç sıkıntı olmasın, her şey çok güzel olsun! Ancak insanın bu istediği dünyada değil ahrette iman edenlerin ulaşacağı bir mükâfattır. Onun için diyoruz ki, Dünya oyun ve eğlence yeri değil, ebedi mutluluğa ulaşmak adına çaba sarf etmek üzere gönderildiğimiz bir işyeridir. Nasıl ki, çalışmayana ay sonunda maaş yoksa, dünyada Rabbine boyun eğmeyene de ahret yurdunda mükâfat olmayacaktır.

Peki! Rabbimiz bizi mükâfata eriştirmek adına imtihan ederken nelerle karşılaşacağız?

Bu sorunun cevabını Allah c.c kerim kitabında şöyle ortaya koyuyor:

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِؕ وَبَشِّرِ الصَّابِرٖينَۙ 

 Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız. Sabredenleri müjdele! [1]

Bugün bizler bu imtihanların her biri ile ayrı ayrı karşı karşıya kaldığımız gerçeği hak çerçeveden bakan herkesin görebileceği kadar nettir.

Ancak hak çerçeveden bakmaktan aciz olup, her şeyin kendi elinde olduğunu zannedenler Allah’ın gücü karşısında aciz kaldıklarını hala anlamamakta ısrar etmektedirler.

Oysa Rabbimiz insanın kendini üstün gören nefsi düşüncelerine karşılık her şeyin kendi uhdesinde olduğunu ortaya koymak adına kuran-ı kerimde çok dikkat çekici bir ifade ile şöyle buyurmaktadır:

وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ اِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ ف۪ي ظُلُمَاتِ الْاَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا ف۪ي كِتَابٍ مُب۪ينٍ
 

Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır; başkası onları bilemez. Karada ve denizde ne varsa hepsini O bilir. O’nun bilgisi dışında dalından bir yaprak bile düşmez. O, yerin karanlıkları içindeki bir tek dâneyi, yaş ve kuru ne varsa her şeyi bilir. Bütün bunlar, gerçeği tüm netliği ile gösteren apaçık bir kitapta yer almaktadır. [2]

Her şeyin onun hükmüne bağlı olup, onun emri olmadan bir yaprağın dahi yere düşemeyeceği bir gerçeklikte, kul olmak üzerine yaratılan insan isyan etmekte ve dünyada her şeyi yapabileceği yanılgısına düşerek isyan noktasında sınırlarını aşmaktadır.

Öyle ki, sadece inanç konusunda değil, ticaretten siyasete, eğitimden aile hayatına her alanda kokuşmuş bir zihniyet ile hareket ederek adeta kendisi için belayı çağırmaktadır.

Oysa Rabbimiz yarattığı her şeyi bir düzen ve matematik üzere var etmiştir. Bu gerçeği de kerim kitabında açıkça ifade eden şu iki ayetle ortaya koymuştur:

اِنَّا كُلَّ شَيْءٍ خَلَقْنَاهُ بِقَدَرٍ

 Şüphesiz biz her şeyi bir ölçüye göre yarattık. [3]

اَلَمْ نَجْعَلِ الْاَرْضَ مِهَادًاۙ وَالْجِبَالَ اَوْتَادًاۖ 

Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da (yeri dengede tutan) kazıklar yapmadık mı? [4]

Peki! Bugün ne oldu da yeryüzü sallanmaya, afetler peş peşe gelmeye başladı?

Hocam sende her şeyi dine bağlamazsan olmaz mı? Diyenler olacak biliyorum ama bizler Allah’ın varlığına iman eden kimseler olarak onun hükmü dışında kâinatta hiçbir şey olmayacağına inanan kimseleriz!

Doğrusu sizin neye nasıl inandığınız ile de ilgilenmiyoruz!

Zira bizim inandığımız kitabımız dünyada bir bozulma ve felâket varsa bunun sebebinin insan olduğunu açıkça beyan ederek şöyle buyurmaktadır:

ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ لِيُذٖيقَهُمْ بَعْضَ الَّذٖي عَمِلُوا لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah -dönüş yapsınlar diye- işlediklerinin bir kısmını onlara ­tattırıyor.[5]

Peki! Kendi ellerimizle başımıza gelmesi için çağırdığımız felaketlerden ders alıp dönüş yapıyor muyuz?

Tabi yapıyoruz! Deprem olunca başka şehre, savaş olunca başka devlete, sel olunca yüksek yerlere, çok sıcak olunca gölge yerlere dönüyoruz!

Bir ironi olsun diye söylediklerimiz aslında tamda bugün insanımızın anladığı ve uyguladığı fiilleri ifade ediyor!

Oysa Allah’tan kaçacak bir yer yok. Nitekim Rabbimiz kerim kitabında bu hususu şöyle beyan ediyor:

اَيْنَ مَا تَكُونُوا يُدْرِكْكُمُ الْمَوْتُ وَلَوْ كُنْتُمْ فٖى بُرُوجٍ مُشَيَّدَةٍۜ

Nerede olursanız olun ölüm sizi yakalar; sarp ve sağlam kalelerde olsanız bile! [6]

Öyleyse bizler Rabbimizin hükmünden kaçmak yerine onun emirlerini yerine getirmek için çaba sarf etmek gerektiğine artık iman etmemiz gerektiğini hatırlatıyoruz.

Depremlerden korunmak için sağlam zemin ve korunaklı evler yapmanın önemini ifade ettiğimiz gibi yaşantımızdaki hataların felaketleri çağırdığı gerçeğini de göz önünde bulundurarak Allah’ın gazabını üzerimize çekecek hallerden sıyrılma çabası içerisinde olalım.

Tabi ki, bizler felaketlere karşı tedbirli olacağız! Zaten inancımızda bunu bize emretmektedir. Nitekim Allah Resulü s.a.v’ in şu ifadesi de bunun bir göstergesi olarak önümüze çıkmaktadır:

Bir adam Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e gelerek, “Ya Resûlallah! Devemi bağlayıp da mı Allah’a tevekkül edeyim, yoksa bağlamadan mı tevekkül edeyim.” diye sorduğunda Allah Resûlü (s.a.s), ona şöyle cevap vermiştir: “Önce deveni bağla, sonra Allah’a tevekkül et!” [7]

Ancak az önce de ifade ettiğimiz üzere tedbir sadece maddi alanda değil manevi alanda da mutlaka alınması gerektiği kerim kitabımızda geçen kıssalarda bizlere net bir şekilde örneklenerek uyarılarda bulunulmaktadır.

Bizler Müslümanlar olarak her şeyin en iyisini, en güzelini yapmak üzere emir olunmuş kimseleriz. Eğer ki bizler kendimizi düzeltme yoluna gidersek Allah c.c üzerimizde ki belaları ve musibetleri kaldıracaktır.

Ancak bizler bencilce sadece kendi nefsi arzu ve isteklerini düşünür kardeşlerine sırt çevirirse başına daha büyük belaların gelmesi kaçınılmazdır.

Burada akla şöyle bir soru gelebilir? Bizler Rabbimizin emirlerini dikkate alıyoruz ancak almayanlar yüzünden bizlerde aynı bela ve musibetlerle karşı karşıya kalıyoruz, bu haksızlık değil mi?

Bu noktada da bilinmesi gereken gerçek Rabbimizin ayetinde açıkça beyan ediliyor:

وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ حَتّٰى نَعْلَمَ الْمُجَاهِد۪ينَ مِنْكُمْ وَالصَّابِر۪ينَۙ وَنَبْلُوَ۬ا اَخْبَارَكُمْ


Gerçek şu ki, içinizden cihâd edenleri ve sabredenleri ayırt edinceye; söz ve davranışlarınızdaki samimiyetinizin doğruluğunu ortaya çıkarıncaya kadar biz sizi sınamaya devam edeceğiz. [8]

Rabbim bizleri her türlü bela ve musibetlerden muhafaza eylesin!

Rabbim bizleri kardeşlerinin dertleri ile dertlenenlerden eylesin!

Rabbim ümmet olma şuuruna ererek zafere ulaştığımız günleri görmeyi nasip eylesin!

Rabbim bizleri isyan edipte dünya ve ahretini kaybedenlerden olmaktan uzak eylesin!

 


[1] Bakara 155

[2] En’am 59

[3] Kamer 49

[4] Nebe 6 - 7

[5] Rum 41

[6] Nisa 78

[7] Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 60

[8] Muhammed 31

Dosyalar

DEPREMİN BİZE VERDİĞİ MESAJ
Facebook Sayfamız
Facebook Sayfamız

Bu yazıyı paylaş